23 Kasım 2011 Çarşamba

Ne Çok "Be".

Ne öldürdüler bizi be!
Lime lime ettiler masumiyetimizi..

Ne gözyaşı döktürdüler bize be!
Kendi gözyaşı denizimizde yüzmeyi unuttuk; boğulduk.

Ne acı çektirdiler bize be!
Feryat figan susuşlarımızla donduk kaldık hayata.

Ne nefessiz bıraktılar bizi be!
İç organlarımız çekildi, iç içe geçti.

Ne aldattılar bizi be!
Güven kelimesine ölesiye yabancılaştık..

Ne yaktılar bizi be!
Küle döndü sevgi, küle döndü güven, küle döndü sadakat, küle döndü samimiyet..

Ne ölümler, ne denizler, ne acılar, ne kanışlar, ne alevler gördük.
Şimdi, yalan gülüşlerle bakıyoruz her şeye.
Gözlerimizin içini kim güldürebilir ki artık?

Ne çok yazık ettiler bize be!
Ne çok.
Çok.






*Bi’ baktım sabah olmuş. Ne çok ne çok ne çok düşünmüşüm. Geceyi yenmişim belliki, ama ne çok ne çok ne çok üzülmüşüm.



23.03.2011 / 01.30

22 Kasım 2011 Salı

Nereye Gidiyorsun?

Bir sahne var gözlerimin önünde.

Bir kız, acılar içinde.
Nereye gidecek, ne yapacak, nasıl geçirecek acıyı, nasıl nefes alacak, şifayı nereden bulacak bilmiyor.
Aylardır bu durumda.
Az mı ağladı sanıyorsunuz? Emin olun ki hayır.
İçinde tuttukça da şişti şişti şişti.

Bir gün çim bir alanın yanından geçerken aklına geliyor; "Toprağın üzerinde yalın ayak yürüyün; tüm negatif enerjileri boşaltırsınız."
Hemen çıkarıyor kırmızı babetlerini ayağından, ürkek adımlarla adımlıyor toprağı.
Şifa bulacak; inanıyor.
Geçecek her şey, unutacak tüm sarf edilen sözcükleri, silecek gözünün önündeki tüm anıları, yok sayacak tüm vazgeçişlerini. ve bu kez gidebilecek acılarından.

Düşündükçe rahatlıyor. Düşündükçe huzur buluyor. Düşündükçe gülümsüyor.
ve başlıyor adımlarını hızlandırmaya.
Dansına Cem Adrian şarkısı eşlik ediyor.
Eşlik ediyor şarkının sözlerine kız;


Ve unut ne yaptı sana
Unut neler anlattı
Unut ne varsa vazgeçtiğin

Yüzünde korkularla
İçinde çığlıklarla
Kalbinde simsiyahlar
Nereye gidiyorsun?

Hep bu şarkılarla
kıymetsiz dualarla
Utanmaz bir yağmurla
Nereye gidiyorsun?




Bağır çağır hale geliyor fısıltıyla başladığı şarkı. Gülüyor. Yetinmiyor; kahkaha atarak devam ediyor şarkıya.
Umrunda değil acısını umursamayan ve hergün yeni birini üzmekten, kalp kırmaktan çekinmeyen insanların bakışları... Neden olsun ki?.


29.03.2011/20:30

21 Kasım 2011 Pazartesi

Hiç ne kadar da neşeli bir yaratıcımızın olduğuna dikkat ettiniz mi?

Hiç ne kadar da neşeli bir yaratıcımızın olduğuna dikkat ettiniz mi?

Bizdeki fıtratlar O'ndan birer yansıma ya hani, Allah'ın neşeli, mutlu, rengarenk halini düşündünüz mü hiç?

Mesela yeşillikleri dolduran papatyalara hiç bunu düşünerek bakmadınız değil mi?

Peki ya gökkuşağı?
Rengarenk şekliyle neyin göstergesi olarak yaratılıp bizim dünyamızda sergileniyor olabilirki? Bi düşündünüz mü?
Gökkuşağını görüp yedisinden yetmişine gülümseyen insanları bi düşünün.

Sonra bir bebek gülüşü getirin göz önünüze.

Ya da ne bileyim sevimli bir kedi yavrusu. Hoş, her canlının yavrusu sevimlidir.
Bir ayı yavrusu da getirebilirsiniz gözünüzün önüne. Kutup ayısı olsun, beyaz olsun hatta.

Böyle bi sevgi yumağı yapıyor, neşelendiriyor insanı bu görüntüler.


Sizce de Allah istemeseydi hiç birini yaratmazdı değil mi?
Peki, neşeli olmasaydı Allah'ımız, nasıl yaratırdı tüm bu varlıkları?


Bu örnekler çoğaltılabilir.

Her güzel şeyde Yaratıcının tebessümü var bize.

Şimdi kafanızı kaldırın ve ince mesajları fark ederek devam edin hayatınıza.
:)



20.05.2011-23:25